BYMF 14 – Electroacoustic Intersections – Program Notes and Biographies // Elektroakustik Kesişmeler – Program notları ve biyografiler // EN/TR

Ahmet Talha Kılıç & Can Kaan Saltık

 Archadasch

A self-operating machine processes its will in arch form—ABCB’A’. Can Kaan Saltık contributed to this work in the area of sound design. This piece was created as an etude for the class “Studio as a Compositional Tool” at Bilgi Music. Artwork for the piece by “homonullus” Meltem Kıraç.

Kendini çalıştıran bir makine, iradesini arch formunda—ABCB’A’—işliyor. Bu eserin ses dizaynında Can Kaan Saltık katkıda bulundu. Eser, Bilgi Müzik’te verilmekte olan “Bir Kompozisyon Ortamı Olarak Stüdyo” dersine bir etüd olarak hazırlandı.

Ahmet Talha Kılıç started playing music at high school, piano being the main instrument. Currently studying at Bilgi Music and discovering music as a concept together with the reality around it, as in life and own individual being. 

Ahmet Talha Kılıç  enstrüman çalmaya lisede piyano ile başladı. Eğitimine şu anda Bilgi Müzik’te devam ediyor ve müzik kavramını, hayatı ve kendi bireysel varlığını kapsayan gerçeklik beraberinde keşif etmekte.

Aleyna Torun (Leena)

Drown

“Drown” is a composition that blends ready made, analog and digital materials, resulting in hybridized elements that transport the physical landscape to a new realm through the integration of music and visuals in a fantastical stor-like manner. At times, it references Francis Bacon’s exploration of distorted body topographies.

“Drown”, ready made, analog ve dijital malzemeleri harmanlayan bir kompozisyondur. Müziğin ve görsellerin entegrasyonuyla fiziksel manzarayı fantastik bir hikaye benzeri şekilde yeni bir boyuta taşıyan, hibritleşmiş öğeleri ortaya çıkarır. Zaman zaman, Francis Bacon’ın bozulmuş beden topografyalarını keşfetmesine atıfta bulunur.

Aleyna Torun (Leena), is a multidisciplinary artist based in İstanbul. She studied music composition and technologies. Her semi-algorithmic experimental sound compositions, in which she combines basic and complex rhythms, focus on digital glitch and texture. She merges sound compositions with visual compositions. She uses a video, photography and digital images to combine mixed media.

Aleyna Torun (Leena), İstanbul merkezli multidisipliner sanatçı. Müzik kompozisyonu ve teknolojileri alanında eğitim aldı. Düzenli ve düzensiz ritimleri bir arada kullandığı yarı algoritmik deneysel ses kompozisyonları dijital glitch ve dokuya odaklanıyor. Ses kompozisyonlarını görsel kompozisyonlarıyla harmanlıyor. Video, fotoğraf ve dijital görseller kullanıp karma medya eserlerini bir araya getirir.

Baran Ünal

Gaussian Curvature

“Gaussian Curvature” is a sonic journey that explores the intriguing collision of glitch-infused electronic music and the raw, aggressive manners of metal. This audacious composition stands as a testament to the boundless creativity and experimentation that lies at the intersection of these seemingly disparate genres. The foundation of “Gaussian Curvature” is an intricate web of electrifying, distorted guitar riffs and thunderous percussion that pays homage to the ferocity of metal music. The relentless power of the guitars, combined with the rhythmic intensity of the drums, creates a sonic landscape that is both visceral and immersive. Yet, within this metallic soundscape, glitches emerge as the rebellious, unexpected elements that disrupt the traditional boundaries of metal. Glitchy textures, stuttering rhythms, and digital artifacts serve as the catalysts for a cataclysmic collision, introducing moments of chaos and unpredictability that are emblematic of electronic music’s experimental spirit. As the composition unfolds, listeners are taken on a turbulent sonic journey, where the line between order and chaos blurs. The fusion of metal’s primal energy with the glitch-infused electronica’s calculated unpredictability results in an electrifying experience that challenges the conventions of both genres.

“Gaussian Curvature” glitch-enfekte elektronik müziğin çarpıcı buluşmasını ve metal müziğin ham, saldırgan tarzlarını keşfeden bir ses yolculuğunu temsil eden cesur bir kompozisyon olarak karşımıza çıkıyor. Bu eser, görünüşte birbirinden farklı olan bu iki türün kesişiminde yatan sınırsız yaratıcılığı ve deneyselliği simgeliyor. “Gaussian Curvature”ın temeli, metal müziğin vahşi gücüne saygı gösteren elektrikli, bozulmuş gitar riff’lerinin ve gök gürültülü perküsyonun karmaşık bir ağıdır. Gitarların acımasız gücü, davulların ritmik yoğunluğuyla birleşerek, duygu dolu ve sürükleyici bir ses manzarası yaratır. Ancak bu metalik ses manzarasının içinde hatalar, metalin geleneksel sınırlarını bozan asi ve beklenmedik öğeler olarak ortaya çıkar. Hatalı dokular, takılan ritimler ve dijital artefaktlar, bir felaketi tetikleyen katalizörler olarak hizmet eder, elektronik müziğin deneysel ruhunun simgesi olan kaos dolu ve tahmin edilemez anlar sunar. Kompozisyon ilerledikçe, dinleyiciler sırayla ve kaos arasındaki çizginin bulanıklaştığı türbülanslı bir ses yolculuğuna çıkarılır. Metalin ilkel enerjisinin glitch-enfekte elektronik müziğin hesaplanmış tahmin edilemezliğiyle birleşimi, her iki türün de geleneklerini sorgulayan heyecan verici bir deneyim sunar.

During his university years, Baran Ünal took on various roles in the industry alongside his education. He developed an interest in and worked on various fields such as contemporary composition, classical music, sound engineering, contemporary sound arts, and sound design during his academic education. In this process, he approached learning and exploring different disciplines in the music and sound domain with great enthusiasm.In his university years, he focused on Contemporary music with the aim of gaining a deeper understanding of music, and in this field, he gained significant experiences. He also honed his skills in Sound Engineering, acquiring technical knowledge and practical abilities in this area. His interest in Contemporary Sound Arts and Sound Design began with a desire to explore the auditory effects and boundaries of sound. Through his work in these areas, he learned how to use sound creatively.

Baran Ünal, üniversite yaşamı boyunca eğitimiyle birlikte sektörde farklı görevler üstlendi. Akademikeğitimi sırasında çağdaş kompozisyon, klasik müzik, ses mühendisliği, çağdaş ses sanatları ve sound design gibi çeşitli alanlara ilgi duydu ve bu konularda çalışmalar yaptı. Bu süreçte, müzik ve ses alanındaki farklı disiplinleri keşfetmeye ve öğrenmeye büyük bir istekle yaklaştı. Üniversite yıllarında, müziği daha derinlemesine anlama amacıyla Çağdaş müziğe odaklandı ve bu alanda önemli deneyimler kazandı. Aynı zamanda Ses Mühendisliği konusundaki becerilerini geliştirdi ve bu alanda teknik bilgi ve uygulama yetenekleri kazandı. Çağdaş ses sanatları ve Sound Design konularına olan ilgisi, sesin işitsel etkilerini ve sınırlarını keşfetme isteğiyle başladı. Bu alanlarda çalışmalar yaparak sesin yaratıcı bir şekilde kullanımını öğrendi.

Behiç

131WPOL

Pair of systems that are easily manipulated and transformed by each other.

Kolayca manipüle edilebilen ve birbirleri tarafından dönüştürülebilen iki sistem.

Born in 2001 in Istanbul, Behiç started his music education by playing piano and percussion at six. From 2015 to 2017 he worked as a videography and photography assistant for Atölye Gramafon. His first two compositions were for two theatre plays (Bir Köpeğin Araştırmaları, Beyoğlundaki En Kırmızı Akşamüstü)  in Culter. He continues to study music at İstanbul Bilgi University.

2001’de İstanbul’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul’da aldı. Müzik eğitimine küçük yaşta perküsyon ve piyano dersleri alarak başladı. 2015-2017 yılları arasında Atölye Gramofon’da fotoğrafçı ve Videografi stajyeri olarak çalıştı. 2016-2018 yılları arasında Kuzguncuk Sanat tiyatrosunda ses ve ışık teknisyeni olarak çalıştı. 2018’de Culter’da sahnelenen “Bir Köpeğin Araştırmaları’ ve “Beyoğlundaki En Kırmızı Akşamüstü’ oyunlarının müziklerini besteledi. 2020 Bilgi Ünivesitesi Müzik Bölümü’ne girdi ve halen devam etmektedir.

Can Memişoğulları

(Gürültü ve Kir, Seçki n°1 – 6’ 55”)

Cengiz Çekil’in hayatını ve sanat pratiğini titizlikle kateden bir araştırma sürecinin sonucunda ortaya çıkan (Gürültü ve Kir – 24’ 49”) adlı eserin kavramsal yapısı, Çekil’in bir “tepki sanatı” olarak tanımladığı “Arte Povera” estetiğinin Türkiye’deki baskın varoluşuna dair ironik söyleminden hareketle kurgulanmıştır. Çekil’in 1980 askeri darbesi sonrası dönemle ilişkilendirdiği ideolojik kirliliğin içinde sanatın nasıl var olabileceği üzerine düşünceleri, Jacques Attali’nin Noise and Politics [Gürültü ve Politika, 1977] makalesindeki gürültü ve düzen üzerine fikirleriyle ortaklıkları üzerinden yorumlanarak müziğin ana çerçevesini oluşturur. Kirlilik ve sterillik, döngü ve yeniden doğuş ise Memişoğulları’nın eserin kompozisyon sürecinde odaklandığı diğer kavramlar arasında yer alır.

The conceptual framework of the piece, which emerged as a result of a meticulous research process that delves into Cengiz Çekil’s life and artistic practice, is inspired by Çekil’s ironic statement [1] on the dominant aesthetics of “Arte Povera” in Turkey in the period following the 1980 military coup d’état. Çekil’s idea on how art can exist in this ideological contamination, as well as Jacques Attali’s ideas on noise and order in his article “Noise and Politics” (1977), form the main structure of the work. Dirt and sterility, cycle and rebirth are also topics that were considered during the production process.

Can Memişoğulları’s artistic journey started with his studies on composition at Istanbul Bilgi University Music Department in 2020. During his undergraduate education, he started working on the relationship between sound and space and producing installations. After completing his degree, he added a new dimension to his art practice by starting to create real-time graphic systems for the visualisation of sound. He also started designing audiovisual installations and performances. A central theme in his works revolves around creating democratic communication structures while remaining impartial to individuals and their intentions, and serving as platforms that faithfully reflect the given data. In many of his works, the structure unfolds in real time, driven by the input of either the audience or the performers, including sounds, gestures and bodily movements. Memişoğulları has recently transitioned towards producing fixed media works. This environment, devoid of real-time constraints, allows him to focus on intricate details and explore diverse production methods, enriching the process of his practice. Recently, he has been collaborating with institutions such as 212 Photography, Akbank Sanat, Arter and İKSV through exhibitions, performances and workshops.

Sanatsal yolculuğuna İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’nde kompozisyon eğitimi alarak başlayan Can Memişoğulları, 2020 yılında mezun oldu. Lisans eğitimi sırasında ses ve mekân ilişkisi üzerine çalışarak yerleştirmeler üretmeye başladı. Ardından sesin görselleştirmesi için gerçek zamanlı grafik sistemleri oluşturmaya başlayarak sanat pratiğine yeni bir boyut kazandırdı; görsel-işitsel yerleştirmeler ve performanslar tasarlamaya girişti. Memişoğulları’nın demokratik iletişim yapıları oluşturmayı amaçlayan işlerinin bireylere ve onların niyetlerine karşı herhangi bir önyargıları yoktur, verileni yansıtarak adaletli bir platform sunarlar. Eserlerinin çoğu ya izleyicilerin ya da performansçıların gerçek zamanlı olarak şekil verdiği bir yapıya sahiptir. İzleyicinin sesleri, jestleri ve vücut hareketleri üzerinden şekillenirler. Sanatçı, son dönemde ince detaylara ve farklı üretim yöntemlerine odaklanabilmesine imkân tanıyan sabit medya işleri de üretmektedir. Son zamanlarda ise 212 Photography, Akbank Sanat, Arter ve İKSV gibi kurumlarla sergiler, performanslar ve atölyeler üzerinden işbirlikleri yürütmektedir.

Gökçe Türkoğlu

Second

“Second” is an electroacoustic work that is a combination of a Max/MSP patch, processed pre-recorded audio tracks and Additive Synthesis. The unhurried and gentle gestures of various textures and colors created by making use of the different possibilities offered by these three concepts form the foundation of the piece.

“Second”, bir Max/MSP patch’i, işlenmiş ses kayıtları ve Ses Sentezleme tekniklerinin birleşiminden oluşan elektroakustik bir çalışmadır. Bu üç kavramın sunduğu farklı olanaklardan yararlanılarak üretilen çeşitli doku ve renklerin telaşsız ve hafif hareketleri eserin temelini oluşturuyor.

Gökçe Türkoğlu is a composer born in 1996 in Istanbul. She began her classical music education at the age of four in the music department of Terakki Schools. There, she studied classical piano and music theory. She continued her education with Istanbul State Opera and Ballet pianist Hale Asrak. Then, she pursued her musical journey by studying Music Technology and Film Scoring with Berklee College of Music Alumni, Doruk Somunkıran in Modern Music Academy. After she was enrolled in Istanbul Technical University Center for Advanced Music Studies (MIAM), Master’s in Music Composition, she worked with Prof. Dr. Kamran Ince. She still continues her thesis studies at this institution. Her works have been performed by various ensembles as Hezarfen Ensemble, University of Memphis Contemporary Chamber Players and Ums ’n Jip.

Gökçe Türkoğlu, 1996 İstanbul doğumlu bir bestecidir. Klasik müzik eğitimine dört yaşında Terakki Okulları’nın müzik bölümünde klasik piyano ve müzik teorisi dersleri alarak başladı. Eğitimine İstanbul Devlet Opera ve Balesi piyanisti Hale Asrak ile devam etti. Daha sonra Modern Müzik Akademisi’nde Berklee College of Music mezunu Doruk Somunkıran ile Müzik Teknolojileri ve Film Müziği çalışarak müzikal yolculuğuna devam etti. İstanbul Teknik Üniversitesi İleri Müzik Araştırmaları Merkezi (MİAM) Müzik Kompozisyon Yüksek Lisans programına kayıt olduktan sonra Prof. Dr. Kamran İnce ile çalıştı. Halen bu kurumda tez çalışmalarına devam etmektedir. Eserleri Hezarfen Ensemble ve Memphis Üniversitesi Çağdaş Oda Müziği Topluluğu, Ums ’n Jip gibi çeşitli müzik toplulukları tarafından seslendirildi.

Gülce Özen Gürkan

Civilians (2023, 6’ 58”)

Civilians is a text-sound-based electroacoustic piece that incorporates various texts and electronic layers. The selected texts are derived from televised interviews, news reports, published articles, and social media posts. This piece reflects on the concept of “civilian” as a subjectivity, particularly in light of the significant number of casualties in recent wars and conflicts, where these deaths are often regarded as a regrettable but inevitable consequence or collateral damage.

Civilians, bir dizi metin ve elektronik katman içeren, text-sound tabanlı elektroakustik bir yapıttır. Seçilen metinler, televizyon röportajlarından, haberlerden, yayınlanmış makalelerden ve sosyal medya gönderilerinden alınmıştır. Bu yapıt, özellikle son dönem savaş ve çatışmalarında ölümlerin genellikle kaçınılmaz bir sonuç veya ikincil hasar olarak görülmesi üzerine bir düşünce sürecinde “sivil” öznelliğini ele almaktadır.

Gülce Özen Gürkan is a composer and a voice performer specializing in electroacoustic music and text-sound art. She earned her B.A. in composition, focusing on text organization in electronic music, and her M.A. in musicology, where she wrote a thesis on New Music and propaganda. She has performed New Music pieces on multiple occasions with Alper Maral, including their own works, the Turkish premiere of Luciano Berio’s Sequenza III, Giacinto Scelsi’s Canti del Capricorno, and John Cage’s Solo for Voice 52-53 from Song Books. Her electroacoustic works are featured in various albums. Currently, she is working on text-sound-based compositions and engaging in political text-based voice performances, enriched with elements such as small percussions, field recordings, and electronics. She is presently a Ph.D. candidate in the Music and Performing Arts department at Yıldız Technical University, where she is working on her dissertation on a discourse analysis of the social identification of music profession.

Gülce Özen Gürkan, elektroakustik müzik ve text-sound art üzerine çalışan bir besteci ve ses icracısıdır. Kompozisyon lisans eğitimini elektronik müzikte metin organizasyonu üzerine, müzikoloji yüksek lisans eğitimini ise yeni Müzik ve propaganda üzerine yazdığı tez çalışmasıyla tamamladı. Alper Maral ile birlikte birçok kez Yeni Müzik yapıtları seslendirdi; Maral’ın ve kendi yapıtlarının yanı sıra Luciano Berio’nun Sequenza III, Giacinto Scelsi’nin Canti del Capricorno ve John Cage’in Song Books’tan Solo for Voice 52-53 adlı yapıtlarının Türkiye prömiyerlerini yaptı. Elektroakustik çalışmaları çeşitli albümlerde yer aldı. Şu an text-sound temelli çalışmalara ve küçük perküsyonlar, alan kayıtları ve elektroniklerle zenginleştirilmiş politik ve metin merkezli ses performanslarına ağırlık vermektedir. Bir yandan da, Yıldız Teknik Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları bölümünde, müzisyenlik mesleğinin toplumdaki konumu üzerine bir söylem analizi yapmakta olduğu doktora tezi üzerinde çalışmaktadır.

Humovl

Ill-formed Material

Instrumental compositions’ narrative path mostly depends on the listener at the end of the day, and fictive forms have a lot to do with the listener’s inner world unless there are necessary elements to follow. For me, it is about enjoying both the sound and the passage of time, but not ascribing specific meanings to the composition. As a humble piece of information, with an artistic approach, it is achievable to create a physically non-existent world of sounds and  isuals, built of abnormal landscapes, unnatural noises/shapes and settings beyond the realm of physics. With the freedom that naturally comes with the artistic approach, there are likely many possibilities for organizing sounds in unconventional and unrealistic ways.

Enstrümantal parçaların anlatımı çoğu zaman dinleyiciye bağlıdır ve kurgusal yapılar, dinleyici tarafından özellikle takip edilmesi gereken unsurlar olmadıkça, dinleyicinin iç dünyası ile yakından alakalıdır. Tüm bu deneyim, bestecinin esere bir anlam atfetmesi ile değil, dinleyicinin seslerin ve eser süresince geçirdiği zamanın tadını çıkarması ile ilgilidir. Naçizane bir bilgi olarak, günümüzde kabul ettiğimiz fizik kurallarının ötesinde, olağan dışı manzaralardan, doğal olmayan seslerden, şekillerden ve arkaplanlardan oluşturulmuş, fiziksel anlamda varolmayan bir dünyadan sesler ve görseller üretmek mümkündür. Sesleri ve görselleri, alışılmamış ve gerçek dışı şekillerde düzenlemek anlamında, sanatsal yaklaşım vesilesiyle doğal olarak gelen birçok olasılık vardır.

Humovl is a genre-fluid artist from Istanbul. He completed his undergraduate studies at the Faculty of Art and Design of Yildiz Technical University in 2021, and his master’s degree in Sonic Arts at Istanbul Technical University’s MIAM in 2023. He has taken part in various events in the electronic music scene and since 2022, he is a member of live-coding community Algorave Istanbul. In 2022, he performed his 12-speaker setup “LIV” (2022), live at Arter/Istanbul, his Super Collider and Max/MSP improvisations “LIII” and “LII” at Karga/Kadikoy and his “LI” at Sahika/Beyoglu. The same year, his fixed media piece “freq.test” was played at CRR Concert Hall. Humovl has been co-writing material by using artificial intelligence which does not strictly belong to a specific genre but is usually defined as

IDM.

Humovl, herhangi bir müzikal türe bağlı olmayan İstanbullu bir ses-görsel sanatçısıdır. 2021 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlayıp, 2023 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi MIAM’da Sonik Sanatlar dalında yüksek lisansını tamamlamıştır. Elektronik müzik sahnesinde çeşitli etkinliklere katılmıştır ve 2022 yılından beri, canlı kodlama topluluğu Algorave İstanbul’un bir üyesidir. 2022 yılında 12 hoparlör için yazdığı “LIV” (2022) adlı parçasını Arter/İstanbul’da canlı olarak sunmuş, Karga/Kadıköy’de “LIII” ve “LII” adlı Super Collider ve Max/MSP doğaçlamalarını, Sahika/Beyoğlu’nda ise “LI” performansını gerçekleştirmiştir. Aynı yıl, “freq.test” isimli sabit medya eseri CRR Konser Salonu’nda seslendirilmiştir. Humovl, yapay zeka kullanarak ve belirli bir müzikal türe bağlı olmayan, genellikle IDM olarak tanımlanan malzemeleri kullanarak parçalar üretmeye devam etmekte.

Özden Gülsün

Fragmented Memories for fixed media

Danusha Laméris, the poet said: “Memory is fragmented, and that is why we are fragmented.” The sounds that make up this record are fragmented and reconstructed defective sound remains left over from many broken hopes.

Şair Danusha Laméris’den alıntıyla: “Hafıza parçalanmıştır ve biz de bu yüzden parçalanmış durumdayız.” Bu kaydı oluşturan sesler de birçok kırık umuttan arta kalan parçalanmış ve yeniden kurgulanmış kusurlu ses kalıntılarıdır. 

Özden Gülsün was born in Izmir. Her works were performed in various chamber music and orchestra concerts. Her music titled “Al Kan Kuşak” (2020) was performed by Chelsea Hollow (soprano) and Taylor Chan (pianist) in San Francisco and New York and was included in the album “Cycles of Resistance”. She was selected as one of the composers participating in the “Deterritorializing the Realm of New Music” Call for West Asian Composers hosted by the Canadian Music Centre, and her work “A SoundGuide for a Virtual Tourist” (2020) was performed by Anoush Moazzeni (pianist) in Canada in 2021 at the Suoni Per Il Popolo Festival. Her work focuses on contemporary soundscapes, the narrative role of the human voice, and affect through noise and timbre.

Özden Gülsün İzmir’de doğdu. Eserleri çeşitli oda müziği ve orkestra konserlerinde seslendirildi. “Al Kan Kuşak” (2020) başlıklı müziği Chelsea Hollow (soprano) ile Taylor Chan (piyanist) tarafından San Francisco ve New York’ta seslendirildi ve “Cycles of Resistance” albümünde yer aldı. Kanada Müzik Merkezi’nin ev sahipliği yaptığı “Deterritorializing the Realm of New Music” Batı Asyalı Besteciler Çağrısı’na katılan bestecilerden biri olarak seçildi ve “A SoundGuide for a Virtual Tourist” (2020) adlı çalışması Anoush Moazzeni (piyanist) tarafından 2021 yılında Kanada’daki Suoni Per Il Popolo Festivali’nde seslendirildi. Çalışmalarında çağdaş ses manzaraları, insan sesinin anlatısal rolü, gürültü ve tını aracılığıyla duygulanım konularına odaklanmaktadır.

Sair Sinan Kestelli  

in-fusion  

A narrative about kinesis generated by interaction among different entities, leading them to transform into components of a singular pattern.

Farklı varlıklar arasındaki etkileşimin yol açtığı ve onları tekil bir örüntünün bileşenlerine dönüştüren bir devinim anlatısı.

Sair Sinan Kestelli (1979) combined his environmental engineering undergraduate education with ‘sound engineering and design’ and ‘sonic arts’ graduate studies at Istanbul Technical University (ITU) Advanced Research Studies in Music (MİAM). His pieces and performances were included at various local and international music events and he collaborated with different choreographers for contemporary dance/performance projects as sound designer and performer. He released his debut album ‘Poles Re-Mediated’ in 2019, and his second album consisting of his electroacoustic music compositions, “kontraste” in 2023. In addition to his solo works, he is part of the electronic music duo, mondual. Sair Sinan Kestelli currently works as an Assistant Professor at ITU Turkish Music State Conservatory Music Technology Department.

Sair Sinan Kestelli (1979), çevre mühendisliği lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Müzik İleri Araştırmaları Merkezi’nde (MİAM) yaptığı “ses mühendisliği ve tasarımı” ve “sessel sanatlar” alanlarındaki lisansüstü çalışmalarıyla birleştirdi. Besteleri ve canlı performanslarıyla çeşitli yerel ve uluslararası müzik etkinliklerinde yer aldı ve farklı koreograflarla çağdaş dans/performans projelerinde ses tasarımcısı ve icracısı olarak çalıştı. 2019 yılında ilk albümü ‘Poles Re-mediated’ i, 2023 yılında ise elektroakustik müzik bestelerinden oluşan ‘kontraste’ albümünü yayınladı. Kişisel çalışmaları dışında ‘mondual’ elektronik müzik ikilisinin de bir parçasıdır. Kestelli, halen İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Müzik Teknolojisi Bölümü’nde doktor öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

Serkan Sevilgen

Nophesis


The sound materials for the piece are the recorded sounds in Istanbul. Two sets of recordings, birds and human-made noises, hint different nature of sounds we hear in the city. The audio samples are matched randomly to create pairs. Spectral analysis and resynthesis tools in Csound are used to generate cross-synthesized sounds where the amplitude and frequency values from each audio are mashed together.

Parçanın ses materyalleri İstanbul’da kaydedilen seslerdir. Kuşlar ve insan yapımı gürültüler olmak üzere iki farklı kayıt seti, şehirde duyduğumuz seslerin farklı doğasına işaret ediyor. Ses örnekleri rastgele eşleştirilerek çiftler oluşturulmuştur. Csound’daki spektral analiz ve yeniden sentez araçları, her iki ses örneğinden gelen genlik ve frekans değerlerini birleştiren çapraz-sentezlenmiş sesler üretmek için kullanılmıştır.

Serkan Sevilgen is an electroacoustic music composer who employs his professional programming skills to create computer music. Sevilgen holds two MAs in music. He is a co-founder of Soundinit, an initiative focusing on sound, and a founder of WORC, a networked music ensemble. He is a member of the Istanbul Coding Ensemble. His musical works and research focus on computer music, sonification, networked music systems, web audio, live coding, stochastic procedures, and soundscape. Sevilgen has presented his works at various international events such as ICMC, NIME, SMC, ISMIR, Xenakis Networked Performance Marathon, and the New York City Electroacoustic Music Festival.

Serkan Sevilgen, profesyonel programlama yeteneklerini bilgisayar müziği oluşturmak için kullanan bir elektroakustik müzik bestecisidir. Sevilgen’in müzik alanında iki yüksek lisans derecesi bulunmaktadır. Soundinit adında, ses üzerine odaklanan bir girişimin kurucu ortağıdır ve WORC adında bir ağ müzik topluluğunun kurucusudur. İstanbul Kodlama Topluluğu’nun bir üyesidir. Müzikal çalışmaları ve araştırmaları bilgisayar müziği, sonifikasyon, ağlı müzik sistemleri, web sesi, canlı kodlama, stokastik işlemler ve ses manzarası üzerine yoğunlaşmaktadır. Sevilgen çalışmalarını ICMC, NIME, SMC, ISMIR, Xenakis Networked Performance Marathon ve New York City Electroacoustic Music Festival gibi çeşitli uluslararası etkinliklerde sundu.

Zeynep Ayşe Hatipoğlu

Deep Love Play

‘Deep Love Play’ focuses on the playful interaction of field recordings from the Bavarian Forest, Kollnburg, with cello and electronics. It was composed for the final exhibition of the Schiesslhaus Air Artist Residency entitled “Common Space: Countryside-City” (Viechtach, Germany, July 2023). The composition is newly edited for the BİLGİ New Music Festival 14.

TR

​​’Deep Love Play’, Bavyera Ormanı, Kollnburg’da alınan alan kayıtlarıyla, viyolonsel ve elektroniklerin oyuncu etkileşimine odaklanır. Schiesslhaus Air Artist Residency’nin, ‘Common Space: Countryside-City’ (Viechtach, Almanya, Temmuz 2023) adlı final sergisi için bestelendi. BİLGİ Yeni Müzik Festivali 14 için kompozisyon yeniden düzenlendi.

Zeynep Ayşe Hatipoğlu, is a cellist, composer and improviser working internationally in artistic fields and musical projects. In 2022, she completed her Ph.D. at the ITU Centre for Advanced Studies in Music (MIAM) with her artist research entitled “A Practice-Based Research on Musical Improvisation: Collaborative Improvisation as a Play”. She is a member of iKKi Duo, HEYA Sound Project, Klank.ist Ensemble, SAVT Trio.

Zeynep Ayşe Hatipoğlu, çellist, besteci ve doğaçlamacı, uluslararası müzikal projeler ve sanatsal üretimler üzerine çalışır. 2022 yılında,  İTÜ, Müzik İleri Araştırmalar Merkezi (MIAM) ‘da “Müzikal Doğaçlama Üzerine Uygulama Temelli Araştırma: İşbirlikçi Doğaçlamanın Oyun Hali” adlı tez çalışmasıyla doktorasını tamamladı. iKKi Duo, HEYA Sound Project, Klank.ist Ensemble ve SAVT Trio’nun üyesidir.